bunları yazdığım sırada tivitır takipçi sayımın 34 olması beni öyle bir rahatlatıyor ki bilemezsiniz. tabi yazının devamını okursanız anlayabilirsiniz.
sosyal ağlardan oluşan tüm siteler dahil aslında bu konuya; nedeni ise İnternet ile azcık işi olan herkesin zaten feysbuk, tivitır, firiends bilmem ne falan üyelikleri var. yalnız kimlikleri henüz açıklamamışlarsa oradaki durum genelde şuna bürünüyor :
yeni bir kimlik edinme, sebebi çok basit : ÖZGÜRLÜK! hayatında yaşayamadığı ego tatminini istediği kişiye ayar vererek, insan içinde ağzına alamadığı küfürleri ederek, savunamadığı bir fikri rahatça dile getirerek vs. vs. bir süre sonra ise ahkamlar, toplumsal genellemeler ve nihayetinde ÖZGÜVEN tavan!
ilk hesap açma dönemini henüz yaşadığım için şahsen kendim ve ben oturdum takipçisi (follower) olduğum kimselerin eğer ki takipçi sayıları bana göre uçmuş durumda ise böyle bi "takip etmezsen sikime" durumları olduğunu farkettim. velhasılı (biz olmasak sen hiçtin oluum!) elde edilen nedir çok anlamış değilim. bazılarında ise günün 20 saati online olma durumu var. meraklardayım aslına bakarsan, napıyosun abi o kadar saat? işsizsindir, öğrecisindir de hiç mi yemiyosun, içmiyosun -doğal devamı- sıçmıyosun? geçtim ulan sevgilin falan da mı yok? sevişebilecek durumda olur insan yahu arada sırada :D
bir de şunu farkettim ki ünlülere yavşama, karşılık gelmeyince de ardından sallama çokta işe yaramıyor, hatta ardından takipsizlik kararı (unfollow) geliyor. zaten saçma değil mi (adam ünlü amk!) seni diğerleri neden sallasın ki, bildiğin kendi ayağına sıkma durumları işte!
bu ve buna benzer hikayeler sinsilesi; yani sanal yaşam da artık doğmuş ve hızla büyüyor. kendi kimliğimizin yanında artık sanal kimliğimizde oluşmuş. ben boşuna demiyorum "bir mezarlık dolusu ceset çıkar benden" diye.
sanal kalın :D
Normalde blog okumayı sevmem ama ekşi'deki entry'de benimde şikayetçi olduğum şu sanal kimlik olayını o kadar güzel anlatmışsın ki twitter'dan yola çıkarak. Bu sebeple verdiğin bu bağlantıya tıklayıp yazını baştan aşağıya okudum. Objektif ve etkileyici bir gözlem içeriyor yazın.Her ne kadar tepkimi herhangi bir sitede bugüne kadar paylaşmış olmasamda burada senin yazını okuduktan sonra ben de kendi gözlemlerimden birkaç şey eklesem fena olmaz diye düşündüm sayfanda. Benim en çok dikkatimi çeken tweetci ahalinin neredeyse tamamı mevlana gibi hayatın anlamını çözmüş hatta çözmekle kalmamış ordinaryus profesör mertebesine erişmiş.İlk-orta-lise'de yani 90'lı yıllarda öğretmenlerin zorla aldırdığı atasözleri ve deyimler kitabının tek sayfasını bile açmamış olan bu nesilin insanları tweeter'da hergün özlü sözler paylaşır durumda.Yine bu sosyal medya denen zımbırtının olmadığı yani bilginin bu kadar hızlı paylaşılmadığı yıllara dönersek o yıllarda insanlar araştırma yapmak için çoğu zaman ansiklopedilere muhtaçtı ve o ansiklopedileri mesela meydan larousse veya temel britannica yazan kişilere bakıldığında özenle seçilmiş nitelikli insanlardan oluşuyordu. Yani yine insanlar gördüğünü, okuduğunu kopyalayıp, belleğine, aklına kazıyordu ama hiç olmazsa bilgi denen olay en doğru kaynaktan alınıyordu. Şimdi ise bu sosyal medya denen araçlarda sıradan, ipsiz sapsız biri bile yazdığı tek bir şeyle buna yalanlarda dahil olmak üzere ortalığa yayılmasına, çok hızlı yayılmasına, gereksiz bir biçimde yayılmasına sebep olabiliyor. Buna ipsiz-sapsız kişilerin dışında ünlü olduğunu zannedip aslında hiçbirşey olmayan "ünlü"lerde dahil. Mesela ünlü olmayan "ünlü"müz birşey yazıyor tweeter'a ve magazin basınına rahatlıkla bu yalanı söyleyerek konu olabiliyor ve gündeme gelebiliyor.Kısacası herkeste bir kendini kanıtlama çabası,beğendirme çabası almış başını gitmiş durdurulamıyor. Birgün eski sağlık bakanlarından rahmetli Yıldırım Aktuna Bakırköy Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesini ziyaret etmiş gazetecilerle beraber ve deli'nin birine sormuş: "Siz içeride kaç kişisiniz?" demiş. Bunu duyan deli cevabı yapıştırmış. "Siz dışarıda kaç kişisiniz:)?" tweeter'a yazılıp çizilenlerde aynı hesap. Kim akıllı, kim deli çözmek zor:)
YanıtlaSilyakında sanal kimlik ile işe gidip gelme günleri yakındadır. sanal toplantılardan çıkamayacak insanlar. sanal sevgilileriyle aile bile kuracaklar. normal dünyanızda verilmeyen şanslardan tutun da aklınıza gelen en saçma şeyi gerçekleştirme imkanı bulacaksınız. ama bu büyüye sakın kapılmayın. sanal kimliğiniz öyle bir hal alacak ki onu iyi kontrol etmezseniz sanal devletinizde hapse girecek. sanal dünyanızda dışlandığınız gibi günün birinde sanal kimliğiniz hapse girdiği için gerçek dünyanız da kimse sizinle iş yapmayacak. o yüzden kimliğinizi iyi yaratın.
YanıtlaSil%0 Satış komisyonu, ücretsiz sanal dükkân fırsatı ile Nike marka ürünler Buypasa’da. Detaylı bilgi için https://ucretsizdukkan.com adresine uğrayabilirsiniz.
YanıtlaSilYeni nesil katılımcı Türkçü sözlük.
YanıtlaSilKayıt ol, yazar olarak başla!
https://gokkurtsozluk.com